• Kentler dünya nüfusunun % 54’ünü barındırmaktadır. 2050 yılı itibariyle bu oranın % 66’ya ulaşacağı hesaplanmıştır.
• Tüm dünyada kentler enerji tüketiminin % 60 – 80’inden sorumludur.
• Kentler sera gazı salımlarının % 70’inden fazlasına sahip olduklarından dolayı, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir yere sahiptirler.
• Dünya nüfusunun % 50’sine sahip büyük kentler, dünya genelinde üretilen enerjinin % 75’ini tüketmekte ve gezegenin fosil yakıt kaynaklı emisyonlarının üçte birinden sorumludur.
• Kentler iklim felaketlerinin hedefindedirler. İklim değişikliğinin su kıtlığı, seller, sıcak hava dalgaları, kent ısı adalarının etkisinin artması, deniz seviyelerinin yükselmesi ve sağlık sorunları gibi etkilerine en çok kentlerde maruz kalınmaktadır.
• Bugün artık birçok kentte, sayısı ve sıklığı artan aşırı hava olayları günlük hayatı felç etmektedir.
• Kurak iklim koşullarına sahip kentlerde kullanılan temiz su miktarı kentin aldığı yağış miktarından daha fazladır.
• Bugün kentleri yönetenler iklim değişikliğine dirençli yerleşim alanları oluşturmak için yenilikçi planlamalar ve uygulamalar yapmakta, kentlerde iklim eylem planları giderek çoğalmaktadır.
Başrol Kentlerin.
Doğayla Uyumlu Olmalı.
• İklim değişikliği ile mücadelede en garantili çözüm kentlerin doğal yeşil alan sistemlerinin olduğu gibi korunmasıdır.
• Kentlerde yeşil alanların ve ormanların varlığı yağmur sularının toprakla buluşmasını sağlayarak taşkın riskini azaltmakta, ayrıca hava kirliğini de önlemektedir.
• Kentlerde yeşil altyapı sistemlerinin sağladığı ekosistem hizmetleri iklim değişikliğinin etkilerini azaltmaktadır.
• Kentlerde su yönetimi, su döngüsüne uygun bir şekilde inşa edilen yağmur bahçeleri, su tutma ve biriktirme hendekleri ve su arıtma alanları ile daha etkili olmaktadır.
Hem Sorun, Hem Çözüm
• Kentlerde bilinçsiz inşaat faaliyetleri ve ulaşım sistemleri toprak katmanlarının sıkışmasına, toprağın havalanmasının engellenmesine neden olmaktadır.
• Kentsel alanlar, beton yapılaşma ve yapı yoğunluğu nedeniyle, kırsal alanlardan ortalama 5-6°C daha sıcaktır.
• Kentlerin aşırı betonlaşması yağmur suyunun asfalt üzerinden akarak kanalizasyon sistemlerinin tıkanmasına neden olmakta ve mevcut altyapı sistemleri yetersiz kalmaktadır. Bu durum iklim felaketlerine davetiye çıkarmaktadır.
• Bugünün kentlerinde iklim değişikliği ile mücadele için enerjiyi verimli kullanan akıllı yeşil binalar ve yeşil çatılı – cepheli pasif binalar yapılmaktadır.
• Yeşil binalar, geleneksel binalara göre enerji kullanımında % 24 ile % 50 arasında, CO2 emisyonlarında % 30 ile % 39 arasında, su tüketiminde % 30 ile % 50 arasında, katı atık miktarında % 70 oranında ve bakım maliyetlerinde %13 oranında azaltım sağlamaktadır.
• Pasif binalar ısınma için metrekare başına 1,5 metreküpten daha az doğalgaza (ya da 15kWh enerjiye) ihtiyaç duymaktadır.
• Pasif binaların ek uygulamalarla ev içi ısıtma ve soğutma için gereken enerji miktarının % 90 oranında düşürülebileceği belirtilmektedir.
• Avrupa Birliği ülkelerinde 2019’dan itibaren tüm yeni yapıların pasif ev standardına uygun olarak inşa edilmesi zorunluluğu getirilmiştir.
• Ülkemizde 2017 yılından itibaren eski binalara yalıtım yapılması, yeni binaların da Enerji Kimlik Belgesi alarak inşa edilmesi zorunlu hale getirilmiştir.
İklim Mücadelesi İçin Çok Önemli.
• Karbondioksitten sonra ikinci tehlikeli sera gazı olan metan (CH4) emisyonlarının başlıca kaynağı atıklardır.
• Kentlerde iklim değişikliği ile mücadele için atıkları akıllı yönetmek gerekmektedir.
• İnsanların çok kısa süre kullanıp attıkları plastik poşetlerin yıllık yaklaşık tüketim adeti 5 trilyondur.
• Plastik, naylon, PET gibi petrol tabanlı sentetik ürünleri daha az kullanmak hem birey, hem de kurum ölçeğinde karbon ayak izini azaltmaktadır.
• 100 kilogram tekstil atığının geri dönüştürülmesiyle 300-400 kilogramlık karbondioksit emisyonu önlenmektedir.
• Avrupa Birliği’nin atık yönetimi planlama verilerine göre 2025 yılından itibaren tüketicilerin yılda yaklaşık 40 milyar TL (6,5 milyar Euro) tasarruf edecekleri öngörülmekte ve böylece 3,4 milyon ton karbon emisyonunun önüne geçileceği belirtilmektedir.
Toplu Taşıma Çok Önemli
• Toplu taşıma sistemleri ve fosil yakıt tüketmeyen ulaşım türleri (yaya yolları, bisiklet, elektrikli bisiklet ve motosiklet gibi) sera gazı emisyonlarının azaltılması için çok önemlidir.
• Kentlerde başarılı ulaşım planlamaları ile kent içi ulaşımdan kaynaklanan sera gazı emisyonlarının azaltılması sağlanabilmektedir.
• İklim değişikliği ile mücadele araçlarından biri de kentlerde bisikletin gündelik ulaşım aracı olarak kullanılmasıdır. Araba kullanmak yerine pedallanan her 2 km için yaklaşık 1 kg karbondioksit tasarrufu sağlanmaktadır.
• Kent yollarında ve otoparklarda su geçirgen asfalt kullanılması, yağmur sularının toprağa erişmesini kolaylaştırması açısından kentlerin aşırı iklim olaylarına, sellere, su baskınlarına vb. karşı dayanıklı olmasını sağlamaktadır.